1. Şüpheli Alacaklarda Yasal Mevzuat:
VUK’nun 323 ncü maddesine göre şüpheli alacak ayrılabilmesi için;
ü Bilanço esasına göre defter tutulmalıdır.
ü Alacak, ticari veya zirai kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi (devam ettirilmesi) ile ilgili olmalıdır.
Alacak değerleme günü itibariyle şüpheli hale gelmiş olmalıdır.
> Alacak, dava ve icra safhasında bulunmalı ve takibat ciddiyetle devam ettirilmelidir. İcra takibinin ciddi olarak takip edilmemesi nedeniyle dosyası takipten kalkan alacaklar için karşılık ayrılamayacağı yönünde Danıştay kararı mevcuttur.
> Alacağın dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacak olması hali;
- yapılan protestoya
- veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olması halidir.
Dava ve takip için yapılacak masrafların alacağın miktarından fazla olması halinde, bu alacaklar dava ve icra takibine değmeyecek derecede düşük alacak olarak kabul edilebilir.
- Alacak değerleme günü itibariyle teminatlı olmamalıdır. Teminatlı alacaklarda bu karşılık teminattan geri kalan kısım için mümkün olabilmektedir.
Teminat olarak aşağıdakileri kabul etmek mümkündür.
> Menkul rehni,
> Gayrimenkul ipoteği,
> Şahsi kefalet.
Haciz altına alınan alacaklar teminatlı alacaklar olarak sayılacağından karşılık ayrılmaz.
2. Şüpheli Alacaklarda Özellikli Konular
a. Hangi Alacaklar İçin Karşılık Ayrılabilir?
- Verilen avanslar ile ilgili olarak Maliye Bakanlığı özelgesinde, verilen avans karşılığında malın veya verilen avansın alınamaması ve diğer koşulların da gerçekleşmesi halinde karşılık ayrılabileceği belirtilmektedir.
- İflas halinde, alacakların iflas masasına kaydettirilmesi şartıyla, bu alacaklara karşılık ayrılabilir.
- Ana kuruluş, iştirak ve bağlı ortaklıkların ticari ilişkileri nedeniyle oluşan alacaklarının grup dışı şirketlerden olan alacaktan farkı olmadığından karşılık ayrılabilir.
- Yurt dışından olan alacaklar için dava açıldığının dış temsilciliklere onaylatılması şartıyla karşılık ayrılabilir.
- Alacağın ilgili dönem kayıtlarına girmiş olması ve KDV beyannamelerinde beyan edilmiş olması şartıyla, KDV içeren şüpheli alacaklarda katma değer vergisi için de karşılık ayrılabilecektir.
- Ciro edilmek suretiyle gelen senet bedelinin ödenmemiş olması durumunda, bu senedi ciro eden kişi hakkında takibat yapılmış olması şartıyla karşılık ayrılabilir.
- Şahıs şirketlerinden (Kollektif ve Adi Ortaklıklar) olan alacaklarda TTK hükümlerine göre tüm ortaklar bütün mal varlıklarıyla müteselsilen sorumlu olduklarından, şirket tüzel kişiliği ve ortakların hepsi için takibata geçilmiş olması şartıyla karşılık ayrılabilir.
b. Hangi Alacaklar İçin Karşılık Ayrılamaz?
· Teminatlı alacaklar için karşılık ayrılamaz.
· Kefaletten kaynaklanan alacaklar ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi ile ilgili olmadığı için bu alacaklar için karşılık ayrılamaz.
· Kamu kurumlarından olan alacaklar için karşılık ayrılamaz.
· Ferdi işletme ve şahıs şirketlerinde şirketin ortaklarından olan alacakları için karşılık ayrılamaz.
· Hatır senetleri için karşılık ayrılamaz.
c. Diğer Önemli Hususlar:
Ø Şüpheli alacaklar için karşılık aynı hesap döneminde ayrılır. Danıştay’ın bazı kararları, sonraki yıllarda da karşılık ayrılabileceği yönündedir.
Ø VUK’nun 323.maddesinin 2. fıkrasında şüpheli alacaklar için değerleme gününün tasarruf değerine göre pasifte karşılık ayrılabileceği hükmü mevcuttur. Bu hükme göre tüm karşılıklar için değerleme günü 31.12. tarihi olmaktadır. Geçici vergi dönemleri için de uygulanmasına rağmen, esas itibariyle hesap dönemi karşılık ayrılması, hesap döneminin son günü için geçerlidir.
Ø Şüpheli alacaklar için pasifte karşılık ayrılmadan zarar yazılması mümkün değildir.
Ø Dövizli şüpheli alacaklar, karşılık ayrıldıkları yıldaki değerleme günü döviz alış kuruyla değerlenerek zarar hesabına gider yazılır. Sonraki yıllarda şüpheli olan dövizli alacak karşılık hesabıyla birlikte değerlemeye tabi tutulur. Kar-Zarar hesaplarına ayrıca bir tutar intikal ettirilmesine gerek yoktur.
3. Şüpheli Alacak Uygulamasında Muhasebe Kayıtları:
Şüpheli alacak haline gelen bir alacak için aşağıda verilen sırada ve şekilde karşılık ayrılır ve gider hesaplarına intikal ettirilir.
a) Alacak şüpheli hale geldiğinde (Yıl içindeki herhangi bir tarih);
———————————-01.04.2006—————————-
128-Şüpheli Ticari Alacaklar XXX
101/120//121 (Hesaplar) XXX
—————————————————————————–
b) Değerleme gününde karşılık ayrılabilecek tutar (Değerleme günü hesap döneminin son günüdür.);
———————————-31.12.2006—————————-
654-Karşılık Giderleri XXX
129- Şüpheli Ticari Alacaklar Karşılığı XXX
—————————————————————————–
c) Önceki dönemlerde ayrılan karşılık için sonraki hesap dönemlerinde yapılan tahsilat;
——————————–10.08.2007——————————
100/101/102.. (vb.hesapler) XXX
644- Konusu Kalmayan Karşılıklar XXX
—————————————————————————-
d) Şüpheli ticari alacak için yapılan tahsilat sonrasında alacağın kayıtlardan silinmesi;
——————————–10.08.2007——————————
129- Şüpheli Ticari Alacaklar Karşılığı XXX
128-Şüpheli Ticari Alacaklar XXX
—————————————————————————-
1. Değersiz Alacaklarda Yasal Mevzuat:
VUK’nun 322 nci maddesi “Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmıyan alacaklar değersiz alacaktır. Değersiz alacaklar, bu mahiyete girdikleri tarihte tasarruf değerlerini kaybederler ve mukayyet kıymetleri zarara geçirilerek yok edilirler” şeklindedir.
Bu ifadeye göre bir alacağın, değersiz alacak olarak nitelendirilebilmesi için;
· Alacak, Bilanço veya İşletme Hesabı Esasına Göre Defter Tutan Ticari veya Zirai Kazançla İştigal Eden İşletmelere Ait Olmalıdır.
· Alacak ticari işle veya işletmeyle ilgili olmalıdır.
· Ticari ve zirai kazancın elde edilmesi ve idamesi ettirilmesi ile ilgili olmalıdır.
· Kazai bir hükme veya kanaat verici bir vesikaya göre tahsiline artık imkan kalmamalıdır.
Bir alacağın tahsil kabiliyetini kaybederek değersiz hale gelebilmesinde;
Ø Kazai hüküm; alacak hakkında kanuni yollara başvurulmuş, icra takiplerinin yapılmış ancak, alacağın ödenemeyeceği yargıç kararı ile tespit edilmiş olmasıdır. Diğer bir ifadeyle; alacağın tahsiline imkan kalmadığına dair alınmış mahkeme kararıdır.
Ø Kanaat Verici Vesika; ödemeyi imkansız hale getirmiş hal ve sebepler sonucu ortaya çıkmış belgelerdir. Bunlar da;
· Alacaklının verdiği her nevi ibra senetleri (borçtan kurtulma),
· Borlunun ölümü halinde mirasçıların mirası reddetmeleri,
· Borçlunun gaygubetini (ortada bulunmama, gözle görünmeme) bildirir belgelerdir.
Kanaat verici vesikalara bazı örnekler verebiliriz.
· Mahkeme tarafından verilmiş borçlu hakkındaki gaiplik kararı ve buna bağlı olarak herhangi bir mal varlığının bulunmadığına dair resmi makam belgeleri,
· İcra takibine ait dosyanın işlemden kaldırıldığını gösteren icra memurluğu yazısı,
· Borçlunun ölümü ve mirasçılarının bulunmadığını kanıtlayan resmi soruşturma belgesi,
· Ticaret mahkemesi tarafından borçlu hakkında verilmiş iflas kararı,
· Alacaktan vazgeçildiğine dair konkordato anlaşması,
· Borçlunun alacaklı tarafından açılan davayı kazandığına dair mahkeme kararı,
· Borçlunun, ülkeye dönmemek üzere terk ettiğini belirleyen gazeteler ve bunu doğrulayan resmi makam belgeleri (yabancı bir ülkeye sığınma, kaçma gibi),
· Mahkeme huzurunda alacaktan vazgeçildiğine dair düzenlenmiş belgeler,
· Borçlunun herhangi bir mal varlığı bırakmadan ölümü ve mirasçıların da mirası reddettiklerine dair resmi belgeler,
· Borçlunun dolandırıcılıktan mahkum olması ve herhangi bir malvarlığı bulunmadığını belgeleyen evrak ve diğerleri,
· Borçlunun ölümü ve mirasçılar adına Sulh Mahkemelerince verilmiş bulunan mirası ret kararı.
2. Değersiz Alacaklarda Özellikli Konular:
ü Bir alacağın değersiz alacak sayılabilmesi için tüm hukuki yolların tüketilmiş olması gerekir.
ü Borçlunun iflas etmiş olması tek başına değersiz alacak yazmak için yeterli değildir.
ü Alacağın değersiz hale geldiği yıl hesaplarına gider (zarar) yazılması gerekir. Aksi takdirde izleyen yıllarda dikkate alınamaz.
ü Değersiz alacaklar daha sonra tahsil edilirse tahsil edildiği yıl gelir yazılır.
ü Bilanço esasına göre defter tutan işletmeler değersiz hale gelen alacaklarını değersiz hale geldikleri yıl mukayyet değerleri ile zarara geçirerek, işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler ise defterlerine gider kaydederek yok ederler.
ü Değersiz alacak dövizli olması durumunda değersiz alacak haline geldiği tarihteki döviz alış kurundan değerlenerek zarar hesaplarına geçirilir.
Ø Aciz vesikasına bağlanan alacaklarda tahsil imkanı ortadan kalkmadığından değersiz alacak olarak dikkate alınmaz. Ancak, aciz vesikasına dayanarak şüpheli alacak karşılığı ayrılabilir.
Ø KDV içeren değersiz alacaklarda KDV de değersiz alacak olarak kabul edilir.
Ø Kayıt dışı bırakılan alacaklar değersiz alacak olarak dikkate alınamaz.
3. Değersiz Alacak Uygulamasında Muhasebe Kayıtları:
Vergi kanunlarına göre değersiz alacak haline geldiği tespit edilen alacak tutarı için;
———————————-/———————————–
659-Diğer Olağan Gider ve Zararlar XXX
120/121/127 (Hesaplar) XXX
———————————————————————-
Değersiz hale gelip daha önce gider yazılan alacağın daha sonra tahsil edilmesi halinde ise;
———————————-/———————————–
100/101/102.(vb.hesaplar) XXX
671-Önceki Dönem Gelir ve Karları XXX
———————————————————————-
Kaydı yapılır.
1. Vazgeçilen Alacaklarda Yasal Mevzuat:
VUK’nun 324 ncü maddesi “Konkordato veya sulh yoluyla alınmasından vazgeçilen alacaklar, borçlunun defterlerinde özel bir karşılık hesabına aktarılır. Bu hesabın muhteviyatı alacaktan vazgeçildiği yılın sonundan başlayarak üç yıl içinde zararla itfa edilmediği takdirde kâr hesabına naklonulur” şeklindedir. Bu hükmü ana başlıklar olarak aşağıdaki gibi açıklamak mümkündür.
ü Vazgeçilen alacaklar alacaklısı yönünden değersiz alacaktır. Değersiz alacaklar için geçerli olan yasal düzenlemelere göre işlem yapılır.
ü Alacaklının alacağından vazgeçmesi, borçlunun borçlarında bir azalma yaratacaktır. Pasifteki bu azalma öz sermaye artışı yaratmaktadır. Pasifteki bu öz sermaye artışı kâr hükmündedir. Kanun koyucu, bu kârı alacaktan vazgeçildiği yılda değil de daha sonraki yıllarda vergilemeyi uygun öngörmüştür.
ü Vazgeçilen alacaklar, borçlunun defterlerinde açılan özel bir karşılık hesabına alınır. Üç yıl içinde zarar doğmaz veya doğan zararla mahsup tamamen mümkün olmaz ise kalan tutar 3 ncü yılda kara aktarılır.
ü Bekleme süresi üç yıl olmakla birlikte, daha önce işin bırakılması, ölüm veya kurumlarda devir halinde bu hesap tutarı kara aktarılır. Geçmiş yıllara ait zararlar daha sonraki yıllarda ortaya çıkan vazgeçilen alacaklardan mahsup edilemez.
2. Vazgeçilen Alacak Uygulamasında Muhasebe Kayıtları:
a) Alacaklısı yönünden değersiz alacak olarak aşağıdaki kayıt yapılacaktır.
———————————-/———————————–
659-Diğer Olağan Gider ve Zararlar XXX
120/121/127 (Hesaplar) XXX
———————————————————————-
b) Borçlusu yönünden vazgeçilen alacak kayıtları aşağıdaki olacaktır.
· Borcun ortadan kalktığı tarihte yapılacak muhasebe kaydı.
———————————-/———————————–
320/321/329.(Hesaplar) XXX
549-Özel Fonlar XXX
———————————————————————-
· Üç yıl boyunca zarar çıkması halinde zarar tutarına kadar mahsup edilecektir. Üç yıl içindeki yapılacak zarar mahsuplarında veya 3 ncü yılda kalan tutar olması durumunda yapılacak muhasebe kaydı aşağıdaki olacaktır.
———————————-/———————————–
549-Özel Fonlar XXX
671-Önceki Dönem Gelir ve Karları XXX
———————————————————————-
*Osman Ayhan